b.a.f. Kıdemli Üye
Kayıt Tarihi: 27-Temmuz-2010 Ülke: Turkiye Gönderilenler: 2855
|
Gönderen: 23-Kasım-2016 Saat 23:40 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Profesör Doktor Polat Dursun, kadınlarda kanser vakalarının arttığına dikkat çekti.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Profesör Doktor Polat Dursun,
kadınlarda kanser vakalarının arttığına dikkat çekti.Jinekolojik
Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Profesör Doktor Polat Dursun, dünyada
kadın kanserlerine bağlı ölümlerin yıllar içinde arttığının görüldüğünü
belirterek, “Amerikan kanser derneğinin yıllık yayınladığı kanser
raporuna göre tıptaki tüm gelişmelere rağmen kanser vakalarındaki sayı
ve ölüm oranlarında artış olduğu rapor edildi.
Yapılan hesaplamalara göre 2030 yılında dünyada kanserden ölen kadın
sayısının 5.5 milyon olacağı hesaplandı ki bu da Danimarka, Finlandiya,
Norveç, Singapur gibi büyüklükteki ülkelerin nüfusuna eşdeğerdir. 2012
de kansere bağlı ölümler 3,5 milyon iken bu rakamın 2030 yılında bu
artış trendi ile 5.5 milyona çıkacağı en son yayınlanan kanser raporunda
yayınlandı.
Yayınlanan bu kanser raporuna göre kadınlarda ölüm nedenleri içinde
kansere bağlı ölümler ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde kadın
ölümlerinin yüzde 14 ile kalp hastalıklarından sonra 2. en sık nedenini
oluşturmaktadır” dedi. WHO ve Uluslararası kanser araştırmaları
ajansının tahminlerine göre 2012 de 6,7 milyon yeni kanser vakası ve 3,5
milyon ölüm görüldüğünün hesaplandığını anlatan Kadın Hastalıkları ve
Doğum Uzmanı Profesör Doktor Polat Dursun, “Bu kanser vakalarının
yarında çoğu (yüzde 54) ve kanser ölümlerinin de yüzde 64’ü az gelişmiş
ülkelerde görülmektedir. 2030 yılında dünyada kadınlarda görülen kanser
vakalarının 9,9 milyona ulaşacağı ve bunlarında yıllık 5,5 milyonunun
hayatını kaybedeceği hesaplanmıştır.
Toplumdaki kanser sıklığı sadece nüfusun artması ile değil bu toplumun
beslenme alışkanlıkları, obesite, spor alışkanlığı, sigara alkol ve
tütün maddeleri tüketimi, bazı virütik hastalıkların sıklığı, ülkedeki
kanser tarama programları, toplumun sağlık hizmeti alma alışkanlığı ve
halkın kanser ile ilgili farkındalığı ile yakından ilişkilidir. Gelişmiş
ülkelerde kadınlarda en sık görülen kanserler meme kanseri, akciğer
kanseri ve kolo-rektal kanserlerdir. Az gelişmiş ülkelerde ise
kadınlarda en sık meme kanseri, 2.sırada serviks kanseri ve 3. sırada
akciğer kanseri gelmektedir” diye konuştu.
Ülkemizde Sağlık bakanlığı kanser savaş dairesi verilerine bakıldığında
yılda 174 bin kişiye kanser tanısı konulduğunu dile getiren Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Profesör Doktor Polat Dursun, “Yapılan
hesaplamalar göre Türkiye’de yılda 103.070 erkek ve 71.233 kadın kansere
yakalanmaktadır. Kadınlarda en sık meme, tiroid ve kolorektal kanserler
en sık görülmektedir. Jinekolojik kanserler açısından bakıldığında
ülkemizde de en sık görülen jinekolojik kanserler rahim içi kanseri,
yumurtalık kanseri ve rahim ağzı kanseridir. Sağlık bakanlığının
2004-2009 yılları arasında yaptığı hesaplamalar sonucunda Türkiye’de
3800 civarında rahim kanseri, 2790 civarında yumurtalık kanseri, 1950
civarında da rahim ağzı kanseri ve 400 civarında da diğer kadın genital
kanserleri olgusu görüldüğü bildirilmiştir. Tüm jinekolojik kanserlerde
erken tanı çok önemlidir.
Rahim içi kanserinde en önemli bulgu menapoz sonrası kanamalar veya adet
düzensizlikleridir. Bu şikayetler hastayı erkenden doktora getirdiği
için rahim içi kanserinde erkenden tanı konmakta ve hastaların büyük bir
kısmında sadece ameliyat ile ek kemoterapi ve radyoterapi almadan
tedavi yeterli olmaktadır. Rahim ağzı kanserinde ise en önemli bulgu
ilişki sonrası olan kanamalar ve düzensiz kanama ve tedaviye rağmen
geçmeyen akıntılardır. Bu hastalık jinekolojik muayeneyi ihmal etmeyen
kadınlarda smear ve HPV testleri ile erkenden tespit edilebilmektedir.
Ama jinekolojik kontrol yapılmayan hastalarda ileri evrelerde
yakalanabilmektedir ki bu durumda da ışın ve kemoterapi tedavileri
gerekebilmektedir.
Yumurtalık kanserinde erken tanı koydurucu bir şikâyet yoktur. Hastalar
karın ağrısı, karın şişliği, kabızlık gibi daha çok mide barsak
hastalıkları diye yorumlanabilecek şikâyetlerle başvurduğu için tanı
genellikle ileri evrelerde konmaktadır. İleri evrede tanı konan
hastalarda da yaşam süresini uzatmak için agresif cerrahi yaklaşımlar ve
kemoterapiler gerekmektedir.
Tarama programlarını iyi uygulayan ülkelerde ölüm oranları düşük iken
tarama programı olmayan ülkelerdeki ölüm oranları çok yüksek
düzeylerdedir. Kadınların adet düzensizliği,menapoz sonrası kanama ,
ilişki sonrası kanama veya kasık ve karın ağrısı durumlarında mutlaka
jinekolojik muayene olmaları gereklidir” Şeklinde konuştu.
Randevu: 0534 517 0556
pdursun@yahoo.com
http://polatdursun.com
|