tanit Yeni Üye
Kayıt Tarihi: 28-Temmuz-2010 Ülke: Turkiye Gönderilenler: 9
|
Gönderen: 28-Temmuz-2010 Saat 12:21 | Kayıtlı IP
|
|
|
Depresyon henüz, halk tarafindan bir hastalık olarak kabul edilmese de (ruhsal gelgit ibaresinin karşılığı olarak) ,tiptaki degismeler,gittikçe artmakta olan Depresyonlu hastalari ruh sagligi doktorlarina gitmeye yönlendiriyor. Ve bunun sonucunda bir çogumuz, depresyonlu hastalarin tedavileriyle mesgul olur hale geliyoruz.Terapistlerin gündemlerinin bu insanlarla dolup tastigini ve bunun oldukça yaygin,zor bir is oldugunu görüyoruz.Sükürler olsun ki, 1990'li yillardaki depresyon, depresyon tedavisi,hiç bir terapinin plasebo olmaktan ileriye gidemedigi uzun yillar öncesine nazaran daha tatmin edici yollar gelistirilmiştir.Günümüzde,bu hastaliktan mustarip olanlarin hayatlarini degistirebilen tedavi yöntemlerine sahip oldugumuz için çok sansliyiz. Peki basta neler degisti ? Ilk olarak arastirmalar,biyolojik/genetik faktörlerle psiko sosyal/çevresel faktörleri simgeleyen iki gelisimsel alani ( etiyolojik olarakta kabul edilen) bir araya getirmeye basladi. Ardindan,tedavi sonuçlari (bir olay nasil çözülür) baslangiçtaki ve iyilesme sürecindeki biyolojik ve psikososyal degişkenlerin etkileşimini anlama yolunda patojenige isik tuttu.
Düzenleyen tanit 30-Temmuz-2010 Saat 00:25
|